Bursa, sadece yeşil doğası ve tarihi camileriyle değil; aynı zamanda hamam kültürüyle de Anadolu’nun en köklü şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor. Termal su kaynaklarının bol olduğu bu kadim şehir, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilen hamamlarıyla yüzyıllardır hem fiziksel hem sosyal arınmanın merkezi oldu.

Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’da, 14. yüzyıldan itibaren birçok çifte hamam inşa edildi. Orhan Gazi, Yıldırım Bayezid, I. Murad ve II. Murad gibi padişahlar döneminde yapılan bu yapılar, “soğukluk, ılıklık ve sıcaklık” bölümleriyle mimari olarak dikkat çekerken, halk arasında düğün, sünnet ve lohusa hamamı gibi geleneklerin de yaşatıldığı yerler hâline geldi.

Evliya Çelebi’nin “Bursa sudan ibarettir” sözü, bu su kültürünün tarihsel derinliğini gösteriyor. 17. yüzyılda bile şehirde yüzlerce umumi ve özel hamam olduğu biliniyor. Çekirge, Tümbüldek ve Kaynarca gibi bölgelerdeki sıcak su kaynakları, yüzyıllardır şifa niyetine kullanılıyor.

Ancak zamanla bazı hamamlar ilgisizlik ve yıkıma uğradı. Son yıllarda ise bu kültürel mirası yaşatmak adına önemli adımlar atılıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğiyle Mahkeme Hamamı, Kayıhan Hamamı ve Ördekli Hamamı gibi yapılar restore edilerek kültür merkezine dönüştürüldü. Bu hamamlarda günümüzde sadece temizlik değil; konserler, söyleşiler, sanat etkinlikleri de yapılıyor.

Termal turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olan Bursa hamamları, yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor. Özellikle tarihi dokusu korunmuş hamamlar, hem turizm hem de kültürel süreklilik açısından değerli bir miras sunuyor.

Bursa’nın hamamları, sadece geçmişin bir kalıntısı değil, yaşayan bir kültürün taşıyıcısı. Sıcak suyun buharında geçmişin sesini duymak, taş duvarlar arasında tarih ile bugünü bir arada yaşamak isteyenler için Bursa hamamları hâlâ eşsiz bir durak olmayı sürdürüyor.

Görsel için Go To Bursa'ya teşekkür ederiz.